Tektonik bir göl olan Burdur Gölü eski çağlarda 200 metre derinliğinde geniş bir su kütlesiyken, günümüzde ortalama 8 metre derinliğinde olan bir su kütlesi haline gelmiştir. Yerkürenin ısınması, iklimsel değişiklikler sonucu buharlaşmanın çok, yağışın az olması ile birlikte su azalarak günümüze kadar gelmiştir.

Günümüzde ise yine iklimsel değişiklikler, modern tarım uygulamaları, sözde içme suyu göletleri ile göl artık beslenemez duruma gelmiş, 20-30 yıl ömür biçilen bir göl halini almıştır. Burdur Gölü’nü bir havza olarak düşünmek gerekmektedir. Göle uzak alanlardaki suyun kullanımı dahi gölü ciddi şekilde etkilemektedir.

Burdur ve çevre havza için hayati önem taşıyan gölün kurtarılarak gelecek nesillere aktarılması bölge açısından hayati önem arz etmektedir.

Lisinia Doğa olarak Burdur Gölü’nün çekilmesine dikkat çekmek ve çekilmenin sonlandırılarak gölün kurtarılmasını sağlamak amacıyla 5 yıl önce başlatılan “Lisinia’dan Dünya’ya; Yaşamak İçin Burdur Gölünü Yaşat !” projesiyle merkez bünyesindeki tüm faaliyetlerde, civar köylerde ve bölge genelinde örnek bir model oluşturmak ve bu modeli öncelikle bölgeye ve ülkemize sonrasında ise dünyaya tanıtarak küresel ölçekte su kullanımının doğru yönlendirilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar yürütülmektedir.

2007 yılından itibaren sürdürülen proje kapsamında ;

  • Lisinia Doğa Proje alanı içerisinde ve merkeze bağlı olarak farklı projelerde kullanılan arazilerin tümünde (195 dekar) damlama sulama yöntemi ile tarım yapılmaya başlamıştır. Özellikle bölgedeki civar köylerin tümünde kullanılan salma sulama yöntemleri ile normal şartlarda 35 dekar alan sulanmaktayken geliştirilen sistemle aynı miktardaki su ile 195 dekar alan sulanabilmektedir. Bölgede bir ilk olma özelliği taşıyan bu uygulama projenin önemli kilometre taşlarından olmuştur.  
  • Merkezdeki arazilerin tümüne damlama sulama sistemleri kurulduktan sonra projenin örnek teşkil edilmesi amacıyla civarda bulunan köyler gezilerek proje anlatılmaya başlanmıştır. Bunun sonucunda merkeze civar köylerden tarımsal alanda faaliyet gösteren yüzlerce köylü ziyaret gerçekleştirmiş, merkezde yapılan uygulamalar ve sağlanan tasarruf ayrıntılı bir şekilde anlatılarak bilinçlendirilmeleri ve teşvik edilmeleri sağlanmıştır. Bu çalışmanın sonunda civarda bulunan tüm köylerde damlama sulama sistemlerinin kullanılmasında yaklaşık %20’lik bir artış olmuş dolayısıyla binlerce metreküp suyun tasarrufu sağlanmıştır. Bu da özellikle Burdur Gölü’nün çekilmesindeki en büyük etkenlerden biri olarak karşımıza çıkan bilinçsiz yapılan sondajlar ve yapılan vahşi sulama (salma sulama) yöntemi karşısında göle giden yer altı su kaynaklarının korunması yönünde çok önemli bir adım olmuştur. 
  • Suyun tasarruflu kullanılması ve Burdur Gölü’nün çekilmesinin önüne geçilebilmesi adına bölge için yapılacak en gerekli çalışmalardan birisi de az su tüketen yada sadece yağmur sularıyla yetişen bitkilerin Burdur Gölü havzasında üretiminin yapılmasının teşvik edilmesidir. Bu noktada Lisinia Doğa bölgeye örnek teşkil etmesi bakımından proje alanında kullanılan tüm arazilerde suyu az tüketecek ve bölge halkı için sürdürülebilir gelir modeli oluşturacak ürünler yetiştirmektedir. Bu amaçla; Göller yöresi kültürünü ve gölün ömrünü gülle uzatma projesiyle birlikte gül dikimi yapılmıştır.Projenin devamında lavanta dikimi projesi yapılarak hem ekolojik üretime katkı (yabani ot mücadelesi zararlı böcek mücadelesi) hem de suyu az kullanması itibariyle bu konuyla ilgili ürün deseni gösterime açılmıştır.Yine merkezde yapılan tüm bu çalışmalar civar köylerde anlatılmakta ve merkeze gelen tüm ziyaretçilere uygulamalı olarak gösterilip teşviki sağlanmaktadır.  
  • Burdur Gölü’nün çekilme nedenlerini incelediğimizde en önemli sorun bilinçsizce yapılan hayvancılıktır. Kendisi de veteriner hekim olan Lisinia Doğa Koordinatörü Öztürk Sarıca’nın havzada yıllardır yürüttüğü mesleki çalışmalar sonucu yaptığı tespitte, Burdur Gölü havzasında yer alan köylerdeki büyükbaş hayvan sayısının çok ciddi rakamlara ulaştığı görülmüş havzadaki toplam 145 bine yakın büyükbaş hayvan sayısını göl havzasının toplam su potansiyelinin çok üstünde olduğu sonucuna varılmıştır. Büyükbaş hayvancılık için bölgede yetiştirilen ve çok fazla suya ihtiyaç duyan bitliklerden özellikle yonca ve mısır yetiştiriciliği için yapılmak zorunda olan sulama havza kapasitesinin çok üstüne çıkmıştır. Akan dereler üzerine göletler yapılmış ve özellikle göle gitmesi gereken yer altı suları sondajlarla bitirilerek bilinçsizce vahşi sulamayla su tüketilmektedir. Buna ek olarak özellikle kamu kurumları tarafından teşvik edilen büyük baş hayvancılık şu an için havzanın kapasitesinin üzerine çıkmıştır. Bu uygulamanın önüne geçebilmek için Lisinia’dan Türkiye ve Dünya’ya: Yaşamak İçin Burdur Gölünü Yaşat ! projesi kapsamında yetiştirilmesinde özellikle doğadan yararlanılan ve beslenmeleri için çok fazla suya ihtiyaç duyulmayan ve bölgeye özgü cinsleri bulunan keçi ve koyun yetiştiriciliği teşviki çalışmalarına başlanmıştır. 
  • Lisinia’dan Türkiye ve Dünya’ya: Yaşamak için Burdur Gölünü Yaşat ! projesi kapsamında Türkiye’nin önemli sulak alanları arasında gösterilen ve aynı zamanda sit alanı olarak ilan edilmiş Burdur Gölü çevresindeki özellikle köylerde yaşayan çocuklara yaşadıkları bölgenin değerini anlatmak ve göl havzasının geleceği adına ne derecede önemli olduğunun küçük yaşta farkına varmalarını sağlamak amacıyla Lisinia Doğa ekibi, Türkiye’nin ve dünyanın farklı bölgelerinden gelen Lisinia gönüllüleri ve Küresel Çevre Derneği gönüllülerinin katkılarıyla uygulamalı eğitim çalışmaları yapılmıştır. Eğitimler hem çocukların kendi okullarında hem de merkez bünyesinde uygulamalı olarak verilmiştir. Bu eğitimlerde ailelerinin yıllardır yaptığı hatalı sulama şekillerinin gölün çekilmesine etkisi aktarılmış, gölün geleceğinin kendi ellerinde olduğunun farkındalığı kazandırılmıştır. Suyun tasarruflu kullanımı konusunda pratik bilgiler öğrenen çocukların günlük hayatlarında dikkatli olmaları teşvik edilmiş, hatalı sulama teknikleri kullanan aileleri ile diyalog kurmaları ve bu konu üzerine düşünmeleri sağlanmıştır.Aynı eğitimler alana gelen göl havzasında tarım ve hayvancılık yapan köylülere de verilmiştir.Damlama sulamadaki su, elektrik ve zaman tasarrufu anlatılmış ve gölün çekilmesiyle birlikte ortaya çıkacak olan göl tabanındaki kimyasal ve bazıları kanserojen maddelerin sebep olabileceği hastalıklar ve sağlık sorunları paylaşılmıştır. 
  • Proje kapsamında üretilen modelin çarpan etkisinin yaratılması için bu süre zarfında GEO (Küresel Çevre Derneği) nun merkezde yaptığı uluslar arası organizasyonlar ile modelin öncelikle Avrupa’daki ilgili sivil toplum kuruluşlarına tanıtılması ve uygulamanın farklı ülkelerde de yapılması amacıyla çalışmalar yürütülmüştür. Bu kapsamda Avrupa’nın 8 farklı ülkesinden 14 farklı sivil toplum kuruluşu temsilcisi proje kapsamında yapılan etkinliklere dâhil edilmiştir. Aynı zamanda merkezde Türkiye’nin tüm bölgelerinden gelen farklı sivil toplum kuruluşlarına çalışmalar anlatılmış ve örnek uygulamaların kendi bölgelerinde sürdürülebilmesi adına alt yapı çalışmalarına başlanmıştır. 
  • Süreç içerisinde sosyal medya sayfaları, internet siteleri ve mail grupları aktif şekilde kullanılmış, hazırlanan broşürler bölgede uygulama yapılan okullar, köyler ve Burdur merkezde dağıtılmış ve on binlerce kişinin projeden haberdar olması için çalışmalar yapılmıştır.

Proje kapsamında yapılan tüm etkinlikler hali hazırda dönemsel olarak sürdürülmektedir.